Rodos Heykeli, antik dönemin Yedi Harikası içinde olmasıyla bilinir ve MÖ 17. yüzyılda şekillenmiştir. Rodos adasının koruyucusu olan Güneş Tanrısı’na adanmış olan bu devasa heykel, ünlü heykeltıraş Lysippos’un öğrencisi olan, Lindoslu Charis tarafından tasarlanmıştır ve projenin gelişimi 12 yılını almıştır.
Heykelin yüzünün Rodos limanı girişinden görünebilir olduğu söylenir. Colossus en baştan beri bir sanat şaheseri olarak değerlendirilse de, aslında şekli ve pozisyonu konusunda kesin bir bilgi yoktur. Yüksekliği 27-31 metre arasındayken, hakim imajı d,a kafasının çevresinde ışınlar olan, elinde bir meşale taşıtan ve gemiler ayaklarının altından geçerken limanın girişinde ayakta duran Güneş Tanrısı’nı yansıtıyor.
Antik mitolojide, Rodos adası, Güneş Tanrısı’nın adasıydı. MÖ 304’te Yunan donanması adayı işgal etmeye çalışınca, yerliler o kadar güçlü bir direniş gösterdiler ki, Yunan generali teslim olmak zorunda kaldı ve donanması da yakalandı. Rodos halkı da –Yunan ordusundan alınan silah ve gemilerden-, kendilerini koruyan tanrıya teşekkür etmek için devasa bir Güneş heykeli inşa ettiler.
66 yıl sonra MÖ 226’da, güçlü bir depremde heykel yıkıldı ve tarihi kaynaklara göre dizlerinden koparak, yere düştü. Bir kehanete göre de Rodoslular onu taşımamalıydılar. MÖ 653 yılında bir grup Arap korsan, heykeli taşımadan önce orada kaldı.
Günümüzde, heykelin tam olarak nerede ve nasıl bir şey olduğunu kimse bilmiyor. Yani, gizem devam ediyor… Birçok insan, Rodos’un en büyük limanı olan Lindos’ta bulunduğuna ve gemilerin ayaklarının altından geçtiğine inanıyor. Ancak, heykelin şehir içine yerleştirilmek zorunda olması ve oradan limana bakması da olası. Devasa Colossus hakkında bildiklerimiz, o zamanın yazarlarının onun hakkında yazdıklarından ibaret.